Son günlerde artan hırsızlık olayları, özellikle görme engelli bireyleri hedef alarak dikkatleri üzerine çekiyor. Yaz aylarının başladığı şu günlerde, birçok insanın dışarıda daha fazla zaman geçirdiği fark ediliyor. Ancak, bu rahat hava, bazıları için kötü niyetli şahısların iştahını kabartıyor. Geçtiğimiz gün, görme kaybı yaşayan bir adam, yeni aldığı akıllı telefonunu kullandığı sırada, hırsızın ensesinde hissetmesiyle birlikte yaşadığı korkunç olayı paylaşarak, herkesin dikkatini çekti.
Bu olay, sadece bir bireyin yaşadığı talihsiz bir durum olmaktan öteye geçiyor. Kısmı görme kaybı olan Adam, parkta oturduğu sırada telefonuyla meşguldü. Dışarıda güzel havanın tadını çıkarmak için oturduğu bu alan, bir anda kabusu haline dönüşmüştü. Hırsız, Adam’ın yanına yaklaşarak telefonunu aldığı gibi hızlıca uzaklaştı. Adam, bu olay sırasında yaşadığı paniği ve çaresizliği aktarıyor, bu tür olayların önüne geçilmesi gerektiğine vurgu yapıyor.
Bölgedeki güvenlik açıklarının artığı bu olay, çoğu zaman özürlü bireylerin hedef alınarak gerçekleştiriliyor. Toplumsal bilinçlenme ve güvenlik önlemleri artırılmadan, bu tarz olayların önüne geçmek neredeyse imkânsız. Olayın yaşandığı bölgede daha önce de benzer hırsızlık olaylarının gerçekleştiği biliniyor. Hırsızlıkların artması, özellikle görme engelli bireyler için büyük bir tehdit oluşturuyor. Peki, bu durumda ne yapılabilir? Bu tip olayların yaşanmaması için alınması gereken tedbirler nelerdir?
Toplum olarak, görme kaybı yaşayan bireylerin daha güvenli hissedebileceği bir yaşam alanı yaratmak, hepimizin görevi. Hırsızlık olaylarının önüne geçmek için güvenlik kameralarının yanı sıra, sokak aydınlatmalarının ve devriye ekiplerinin artması gerekiyor. Bunun yanı sıra, sokaklarda kayıtlara geçmesi gereken olayların daha cesur bir şekilde bildirilmesi de büyük bir öneme sahip. Görme engelli bireylerin yalnız başına dışarıda dolaşmalarını zorlaştıran bu tarz olaylara karşı dur demek, sadece devletin değil, toplumun ortak bir sorumluluğudur.
Olayın ardından, Adam’ın yaşadığı travmanın üstesinden gelmesi için yerel destek grupları devreye girdi. Toplumun her kesiminden bireylerin de destek verdiği bu gruplar, hem psikolojik yardım sağlamakta hem de güvenlik konusunda farkındalığı artırmakta büyük bir rol oynuyor. Bu tür birliktelikler, hem mağdur olan bireyler hem de toplum açısından önemli bir adım teşkil ediyor. İşte tam da burada, bir topluluk olarak, bizlerin neler yapabileceği, sanal arkadaş gruplarının oluşturulmasını teşvik edebiliriz.
Sonuç olarak, bu olay, yalnızca bir telefon hırsızlığı değil, aynı zamanda dünya üzerindeki tüm görme kaybı yaşayan bireylerin güvende hissetmesi gereken bir yaşam alanının inşası için acil bir çağrıdır. Hiç kimse, yaşadığı görme kaybı nedeniyle bir hırsızın hedefine konulma korkusunu taşımamalıdır. Bu noktada, yerel yönetimlerin ve güvenlik güçlerinin daha fazla inisiyatif alması, toplum farkındalığının artırılması için çalışmalara hız vermesi gerekmektedir. Eğer onlara daha fazla destek verirsek, bu tür vakaların azalması ve daha güvenli bir hayat sürmeleri mümkün olacaktır. Birlikte hareket edersek, bu sorunları aşabiliriz.