Son dönemlerde Orta Doğu'da yaşanan gerginlikler, uluslararası siyasette önemli tartışmalara neden olmaktadır. Özellikle İsrail’in Suriye topraklarına gerçekleştirdiği hava saldırıları, bölgedeki dengeleri sarsmakta ve siviller arasında büyük kayıplara yol açmaktadır. Bu bağlamda, Keçeli isimli bir uzmanın değerlendirmeleri, konunun ciddiyetini ve aciliyetini gözler önüne sermektedir. "İsrail’in Suriye’deki hava saldırılarına derhal son vermesi gerekiyor," diyen Keçeli, durumu tüm boyutlarıyla ele almıştır.
İsrail, Suriye iç savaşının patlak vermesiyle birlikte, ülkede yer alan hedeflere yönelik hava saldırıları gerçekleştirmeye başlamıştır. Bu saldırılar genellikle İran’a bağlı grupları hedef almakta ve Suriye’nin egemenliğini ihlal etmekle suçlanmaktadır. Uluslararası toplum ise bu durumu endişeyle izlemekte ve sivillerin maruz kaldığı acımasız saldırılara karşı eleştirilerini dile getirmektedir. Keçeli’nin açıklamaları da bu bağlamda dikkat çekmektedir; "İsrail, Suriye’ye yönelik gerçekleştirdiği eylemlerde uluslararası hukuk kurallarını ihlal etmekte ve bu durum bölgedeki çatışmaların daha da derinleşmesine sebep olmaktadır," ifadeleriyle durumu eleştirmiştir.
Keçeli, İsrail’in hava saldırılarının sadece askeri değil, aynı zamanda insani boyutta da büyük bir yıkıma yol açtığını belirtmektedir. Çatışmalardan etkilenen sivil halk, her gün yeni dramalar yaşarken, sağlık sisteminin çöküşü ve altyapı yetersizlikleri giderek artmaktadır. Bunun yanı sıra, psikolojik travmalar, çocuklar üzerinde büyük etkiler bırakmakta ve toplumun geleceğini tehdit etmektedir. Keçeli, “Bu saldırılar sona ermediği takdirde, Suriye halkı daha fazla acı çekecek. Uluslararası toplum, bu soruna kayıtsız kalmamalı ve etkili çözüm yolları geliştirmelidir,” şeklinde uyarılarda bulunmuştur.
Sonuç olarak, Keçeli’nin açıklamaları, Orta Doğu’daki gergin ortamda ortaya çıkan adalet arayışını ve barış isteğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bilinçli ve hassas bir yaklaşım sergilemek, sadece Suriye değil, bölgedeki tüm halkların barış içinde yaşamasını sağlamak için gereklidir. Uluslararası toplumun bu konuda daha aktif bir rol alması gerektiği ve insan hakları ihlallerine karşı durulması gerektiği bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Aksi takdirde, yaşanan bu trajedinin sonu gelmeyecek gibi görünmektedir.