Hindistan, son dönemin en çok konuşulan askeri tekliflerinden birine son noktayı koyarak, ABD'nin F-35 savaş uçakları satış teklifini reddetti. Bu karar, bölgedeki istikrarı, Hindistan'ın askeri stratejisini ve uluslararası ilişkilerini derinlemesine etkileyebilir. ABD'nin F-35 programı, dünya genelinde birçok ülke tarafından benimsenirken, Hindistan'ın bu öneriyi geri çevirmesi, sadece iki ülke arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda Asya-Pasifik bölgesindeki dengeyi de sorgulatacak nitelikte. Peki, bu kararın ardında yatan sebepler neler? Ve Hindistan, hangi alternatifleri değerlendiriyor? İşte detaylar!
Hindistan, uzun yıllardır savunma sanayisini geliştirme ve stratejik bağımsızlığı sağlama hedefiyle hareket ediyor. Bu bağlamda, ABD'den alınacak herhangi bir askeri sistemin, Hindistan'ın kendi savunma sanayi politikasıyla çelişebileceği kaygısı öne çıkıyor. İlgili otoriteler, F-35’in teknik özelliklerinin yanı sıra, bağımlılığı artırabileceğinden endişe ediyor. Bu bağlamda, Hindistan’ın kendi tasarladığı ve ürettiği savaş uçaklarını destekleme kararı, özellikle Savunma Bakanlığı tarafından öne çıkarılıyor. Hindistan, kendi yerli üretim projelerini (Make in India) güçlendirmeyi hedefliyor ve bu hedef doğrultusunda, ABD'nin önerdiği F-35 gibi sistemlerin kabul edilmesi çağrısında bulunmanın yerine, dışa bağımlılığını azaltmayı tercih ediyor.
Hindistan’ın F-35 teklifini reddetmesinin bir başka önemli nedeni de, stratejik ittifaklarını genişletme arzusudur. Özellikle Asya-Pasifik’teki diğer ülkelerle, özellikle Rusya, Fransa ve İsrail gibi ülkelerle olan ilişkilerini güçlendirmeyi amaçlıyor. Rusya’nın Su-57 savaş uçağı, Fransa’nın Rafale jetleri ve İsrail’in ileri hava savunma sistemleri, Hindistan için cazip alternatifler arasında yer alıyor. Bu ülkeler, Hindistan'ın kendi savunma teknolojisine yatırım yapmasına olanak tanıyan transfer imkanları sunuyor. Bu durum, Hindistan’ın bu ülkelerle olan bağı daha da derinleştirmesine yol açıyor. Öte yandan, Hindistan, Asya’da artan askeri harcamalarını göz önünde bulundurarak, hem kendi endüstrisini geliştirmek hem de bölgedeki güç dengesini koruma adına adımlar atmayı sürdürüyor.
Sonuç olarak, Hindistan’ın F-35 savaş uçakları teklifini reddetmesi sadece bir askeri karar değil, aynı zamanda ülkedeki siyasi, ekonomik ve stratejik hedeflerin bir yansımasıdır. Askeri bağımsızlık, yerli üretim ve uluslararası işbirliği anlayışı, Hindistan'ın gelecekteki savunma planlarının merkezinde yer alıyor. Bu karar, uluslararası arenada dikkat edilmesi gereken önemli bir gelişme olarak kaydedilecek ve Hindistan'ın askeri diplomasi çerçevesindeki konumunu güçlendirecek bir adım olarak değerlendirilecek.