El Salvador, Orta Amerika'nın en küçük ama en çok göç veren ülkelerinden biri olarak biliniyor. Ülkede yaşanan siyasi ve ekonomik krizler, birçok El Salvadorlu'yu yeni bir hayat arayışı için yola düşürmeye zorluyor. Ancak, göçmenlerin karşılaştıkları zorluklar, sadece kendi ülkelerindeki durumla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda gidecekleri yer, yani Amerika Birleşik Devletleri’nin politikalarıyla da doğrudan ilişkilidir. Özellikle son yıllarda, "Cehennemdeki" göçmenler olarak adlandırılan El Salvadorluların hikayeleri, A.B.D. yönetimlerinin göç politikalarının ne denli etkili olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
El Salvador'da iç savaşın etkileri, gang çatışmaları ve ekonomik bunalım gibi sebeplerle, binlerce kişi ailelerini geride bırakarak Amerika’ya ulaşmaya çalışıyor. Söz konusu göçmenler, zorlu bir yolculuk yaparak sınırı geçmeye çabalarken yaşadıkları korkunç deneyimler, zaman zaman hayatta kalmak için her türlü riski göze aldıklarını kanıtlıyor. Bu süreçte, güvenli bir geçiş arayan göçmenlerin karşılaştıkları tehlikeler; insan kaçakçıları, doğal afetler ve daha birçok sebepten ötürü daha da artıyor. Çok sayıda El Salvadorlu, aşırı sıcak hava şartlarından korunmadan, gıda ve su bulmanın imkansız olduğu ortamlarda yaşam mücadelesi veriyor. Ailelerinden, dostlarından ayrılmak zorunda kalan bu bireylerin karşılaştıkları zorluklar, Amerika’ya vardıklarında sona ermiyor. Aksine, aslında başka bir çetin sınavın başlaması anlamına geliyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin, El Salvador gibi göç veren ülkeler üzerindeki politikaları, bu ülkelerin iç dinamiklerini de doğrudan etkiliyor. A.B.D., zamanında yapmış olduğu siyasalar ile El Salvador'un iç sorunlarının daha da derinleşmesine neden oldu. A.B.D.’ye yasadışı yollarla giriş yapmak, bu göçmenlerin karşılaştıkları kişisel ve sistematik engellerin çoğuna maruz kalmalarına sebep oluyor. "Cehennemdeki göçmenler" olarak tanımlanan bireylerin, bir ülkeye giriş yapabilmek adına katlandıkları zorlukların ardında, Uygulanan sınır engellemeleri ve aile birleştirme süreçlerinin uzaması gibi durumlar yatıyor.
Ülkede, göçmenlerin sığınma taleplerinin karşılanması durumu, çoğu zaman A.B.D. hükümeti ile El Salvador'daki katı yönetimlerin bir yan ürünü olarak ortaya çıkıyor. Birçok insan, hayatta kalma mücadelesi vermek adına Amerika'ya göç etmeye zorlanıyor. Çoğu El Salvadorlu, ABD yönetiminden özellikle başkanlık dönemindeki "sıkı göçmen politikaları" yüzünden maalesef büyük zarar görüyor. Bu durum, göçmenlerin ailelerini yeniden birleştirme şansını da oldukça kısıtlıyor. Bu da, sayısı gün geçtikçe artan "Cehennemdeki" göçmen kavramını pekiştiriyor.
Sonuç olarak, El Salvador'dan gelen göçmenlerin durumu, yalnızca kendi ülkelerindeki koşullarla sınırlı değil; aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nin ürettiği göç politikaları ile derin bir bağlantı var. El Salvador’daki sosyal ve ekonomik sorunların çözülmesi için, A.B.D.’nin daha etkin ve kapsamlı politikalar geliştirmesi büyük önem arz ediyor. Göçmenlerin yaşadığı zorlukları minimiz etmek ve insanlık onurunu korumak için uluslararası toplulukların bu meseleye duyarlılık göstermesi gerekiyor. Aksi takdirde, El Salvador’un sınırlarından çıkan bu hikayeler, trajik bir döngü içerisinde süregelmeye devam edecek.