Yerel kültürler, sadece geçmişin izlerini taşımakla kalmaz, aynı zamanda bugünün yaşamına da ışık tutar. Bu bağlamda, Anadolu’nun dört bir yanında farklı gelenekler yaşatılmakta ve bu kültürel mirası sahiplenen aileler, nesiller boyunca süregelen zenginlikleri bizlere sunmaktadır. İşte böyle bir ailenin hikayesi, 21 yıldır geleneği sürdüren bir çift üzerinden hayat buluyor. Seval ve Ali Yıldız çifti, dedelerinden miras kalan tariflerle, sadece kendi ailelerine değil, bütün bir bölgeye lezzet ve kültür sunuyorlar.
Seval ve Ali Yıldız, 21 yıl önce evlenerek hayatlarını birleştirirken, ailelerinin yıllar içinde biriktirdiği tarifleri ve gelenekleri de yanlarına aldılar. Seval Hanım, “Dedenin mutfağı, dedemin dostlarının ve akrabalarının katıldığı geniş sofralarda kuruldu. Şimdi biz de aynı şekilde hem geleneklerimizi yaşatmak hem de misafirlerimize özel lezzetler sunmak istiyoruz” diyor. Her şeyin gücünü özünden alarak devam ettiklerini belirtiyorlar. Bu yolla, hem ailelerini bir araya getiren sıcak sofralar oluşturuyorlar hem de genç nesile bu değerleri aktarmaya çalışıyorlar.
Bölgelerinin gözde lezzetlerini, köyden topladıkları doğal malzemelerle bir araya getirerek kendi mutfaklarında hayat bulan bu tarifler, halk arasında efsaneleşmiş. Eşinin “bu mirası yaşatmak bir sorumluluk” dediğini belirten Ali Bey, "Hedefimiz sadece ticaret değil, kültürlerimizi bizden sonrakilere aktarmaktır" sözleriyle miras bilincinin önemine değiniyor. Seval ve Ali'nin tariflerinde yer alan, yöresel otlar ve doğal baharatlar, sadece damak tadını değil, beraberinde gelen sağlık avantajlarını da beraberinde getiriyor.
Çift, dedelerinden öğrendikleriyle birlikte, yerel üretimi de benimseyerek doğa ile dost bir yaklaşım sergiliyorlar. Doğadan bağımsız bir yaşam düşünemeyen Yıldız çifti, tarım sektöründe de aktif rol alarak, çevre dostu tarım uygulamalarına önem veriyorlar. “Toprak, bizlere sadece gıda sunmuyor; aynı zamanda ait olduğumuz kültürü de besliyor” diyen Ali Bey, yerel ürünlerin kıymetinin her geçen gün anlaşıldığını vurguluyor. Seval Hanım ise, “Misafirlerimiz buraya geldiğinde sadece yemek yemek için değil, kendi kültürleriyle de burada buluşuyorlar.” diyerek yerel lezzetlerinin gastronomi kültürü için ne denli önemli olduğunu ifade ediyor.
Bu girişim daha geniş kitlelere ulaşmak için sosyal medya ve online platformlarda da yer alıyor. Seval ve Ali, sosyal medya aracılığıyla sadece tariflerini paylaşmakla kalmayıp, aynı zamanda misafirlerine mutfak eğitimleri veriyorlar. “Kendi tariflerimizi öğretirken, aslında ailemizin tarihini de anlatıyoruz.” diyen çift, yerel festivallere katılarak, bilinirliklerini artırmayı hedefliyor. Önümüzdeki günlerde bir etkinlik düzenleyerek misafirlerine açık bir mutfak deneyimi sunmayı planlıyorlar. Bu sayede, geleneklerinin sadece birer hatıra değil; somut bir yaşam biçimi olduğunu daha fazla kişiye göstermek istiyorlar.
Seval ve Ali Yıldız, hazırladıkları yemeklerle sadece lezzet sunmakla kalmıyor, aynı zamanda büyük bir mirası da yaşatıyorlar. Bölgenin kültürel değerlerini temsil eden bu çift, diğer bireylere de ilham olmayı sürdürüyor. “Bizim için önemli olan, dedelerimizden aldığımız bu lezzetleri ve değerleri, genç nesillere aktarmaktır. Miras, sadece yemek tarifleri değil; aynı zamanda sevgi, dostluk ve paylaşım demektir” diyorlar. Böylelikle, yıllar boyunca süregelen bir kültürel mirası yaşatmanın önemini bir kez daha gözler önüne seriyorlar.
Dünyadaki birçok kültür, geleneklerini ve miraslarını unutma tehlikesiyle karşı karşıya kalırken, Seval ve Ali Yıldız çifti, bu zenginliği yaşatmak için gösterdikleri çaba ile hem kendi ailelerine hem de toplumlarına örnek teşkil ediyor. Yerel mirası yaşatmanın ve onu daha ileriye taşımanın bir görev olduğuna inanan bu çift, restoranlarında ve sosyal medya platformlarında gösterdikleri başarılarla dikkat çekiyor. Miras, yalnızca geçmişin bir parçası değil; aynı zamanda geleceği şekillendiren bir güçtür.