Son zamanlarda bölgemizde yaşanan üzücü bir olay, ayrılığın insan hayatındaki ne denli tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini gözler önüne serdi. Bir genç kadın, sevgilisiyle yaşadığı ayrılık sonrası sosyal medya üzerinden yaptığı "Beni kurtarın" mesajıyla, herkesin dikkatini çekmeyi başardı. Bu çığlık adeta bir yardım çağrısıydı fakat bu çağrıya yanıt verenler, genç kadının cesedini bulmak için çok geç kalmışlardı.
İlk olarak, geçtiğimiz hafta içinde meydana gelen olay, bölgedeki bir apartmanda yaşandı. 25 yaşındaki genç kadın, sevgilisiyle yaşadığı sıkıntılar sonucu ayrılma kararı aldı. Ancak bu karar, her iki taraf için de beklenmedik bir çıkmaza yol açtı. Sevgilisi, ayrılığa tahammül edemeyerek genç kadına sürekli olarak mesaj göndermeye başladı; tehdit ve hakaretlerin yanı sıra, fiziksel şiddet uyguladı. Tekrar bir araya gelme konusunda ikna etmeye çalıştı, fakat genç kadın bu duruma daha fazla dayanamadı.
Olayın asıl noktası, genç kadının son bir umutsuzluk içinde sosyal medya üzerinden paylaştığı "Beni kurtarın" mesajı oldu. Arkadaşları ve ailesi, hemen durumu ciddiye alarak genç kadının yaşadığı adrese yöneldiler. Ancak geç kaldıklarını fark ettiklerinde, her şey için çok geçti. İhbar üzerine bölgeye gelen polis ekipleri, maalesef genç kadının cansız bedenini buldu. O an, hayatta kalan arkadaşları ve aileleri için gerçek bir kabusa dönüştü. Olayın hemen ardından, durum soruşturulmaya başlandı ve sevgilisi kısa sürede gözaltına alındı.
Yaşanan bu trajik olay, yalnızca bir ailenin değil, tüm bölgenin yüreğini dağladı. Mahalle sakinleri, "Her gün birbirimizi tanıyoruz, böyle bir şeyin burada olabileceğini düşünemezdik" diyerek durumu yorumladılar. Genç kadının öldürülmesi, kadına yönelik şiddetin maalesef ülkemizin ve dünyanın birçok yerinde hala ciddi bir sorun olduğunu gösterdi. Yerel yönetimler, dernekler ve sivil toplum kuruluşları, bu tür olayların önüne geçmek için eğitim seminerleri ve farkındalık kampanyaları düzenlemeye çağırdılar.
Bölgedeki kadın dernekleri de, yaşanan olaya sessiz kalmayarak, "Biz kadınlar, ayrılık ya da herhangi bir sebeple asla şiddete maruz kalmamalıyız" diyerek protesto gösterileri yapacaklarını açıkladılar. Tüm bu yaşananlar, toplumsal bir dayanışma ruhu oluştururken, aynı şekilde devletin kadına yönelik şiddetle mücadelede daha etkin politikalar geliştirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Olayın soruşturması sürerken, sevgilisinin gözaltında tutulduğu öğrenildi. Mahkeme süreci başladığında, aile ve arkadaşlar genç kadının sesinin duyulmasını istiyor. "Onun sesi olacağız, bu sadece bir olay değil, toplumdaki kadına yönelik şiddetin ne denli ciddi bir sorun olduğunu gün yüzüne çıkarıyor," diyor yakınları. Bu tür olayların önlenebilmesi için herkesin görevi var ve toplum olarak el birliğiyle mücadele etmemiz gerektiği vurgulanıyor.
Ayrılık tartışmasının trajik ölümle sonuçlandığı bu olay, kayıtlara geçerken, toplumun kadın cinayetlerine karşı ne denli duyarsızlaşıldığını da bir kez daha hatırlatıyor. Özgürlük, eşitlik ve güvenlik uğruna verilen mücadelenin sadece bireysel değil, toplumsal bir mesele olduğunu unutmamak gerek. Hala aydınlatılmamış birçok benzer olayın bulunduğu ülkemizde, her birey birer ses olabiliyor, umarız ki bu talihsiz olay, kayıplarımızı en aza indirecek farkındalığı yaratmaya ön ayak olur.